İlk derslerde bu konuya değineceğiz dediğim konulardan biri de piyon dönüşümü. Öncelikle piyon her taşımız gibi bizim için son derece kıymetli ancak daha da değerli bir taşa dönüşmesi haline piyon dönüşümü diyoruz.
Piyon tahtanın sonuna kadar ilerlediğinde (8.yatayda) dönüşebilir.
Yukarıdaki oyunda gördüğünüz üzere beyaz piyon, beyaz vezire dönüşmüştür. Yani vezire çıkmıştır.
Piyonumuz 7. yataydan 8’e hareket eder. Piyonu kaldırıp yerine başka bir taş koyarız.
Tahtada vezir tercih edilmiş ancak siz vezir, kale, at ya da fil tercih edebilirsiniz. Hangi taşı tercih edeceğiniz aslında oyunun gidişatıyla alakalı. Birkaç örnek verelim:
Yukarıdaki örneğe göre beyaz piyon vezire çıkarsa Pat olur. O nedenle kale taşını tercih etmeliyiz.
Yukarıda yer alan örneği de yorumlayalım. Burada beyaz vezir çıkarsa ne olur? Bir sonraki hamle mat olur demektir. At taşını tercih etmeliyiz. At, şah çeker ve siyah veziri de tehdit eder.
Burada yeni bir terim daha öğreniyoruz: Çatal terimi.
Çatal, aynı taşla iki tehdit birden yapmaya denir.
- Gelen sorulardan biri de şu: Tahtada zaten vezirimiz varsa ikinci bir vezir çıkabilir miyiz?
Cevap: Evet! Hatta diyelim ki tüm piyonlarınızı 8.yataya taşıdınız. Dilerseniz hepsini vezire dönüştürebilir ve 9 adet vezir ile oyuna devam edebilirsiniz.
İşin Felsefesi…
Piyon dönüşümü aslında çok şey çağrıştırıyor bende. Kendinizi piyon gibi hissettiğiniz durumlarda bile çok çalışıp ilerlediğinizde nasıl vezire dönüşebileceğinize şahit olabiliyorsunuz.
Ya da elinizdeki iş, elinizdeki şey… O bir piyon halindeyken (o halde de son derece kıymetlidir aslında) çok işe yarayıp sonrasında bir vezire dönüşerek daha da kıymetlenebiliyor.
Ancak öyle durumlar olabiliyor ki, vezire dönüşmek tökezlemenize, kaybetmenize de sebep olabiliyor. Doğru taşı seçmek gerekiyor. Doğru taş olmak gerekiyor. Oyun size diyor ki bu durumda senden en fazla at olur. 🙂 Bunu kabullenip, o ata binip oyunlar fethedebileceğinizi öğrenmemiz gerekiyor belki de. Neden vezir olamadım diye üzülmek yerine…
Elbette işin felsefesine gireceğimiz daha çok yazılarımız olacak.
Şimdilik ‘’Şu hayatın falanları filanları malum’’ diyor Sadri Alışık’ı rahmetle anarak Turist Ömer selamı çakıyoruz.
